Ayn Rand'ın Ben'i Ben Olabilir Mi?

Atlas Vazgeçti'yle bilinen yazar Ayn Rand'ın okuduğum tek kitabı Ben. En sevilen distopyaların başında gelen Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ve Cesur Yeni Dünya'ya ilham vermiş Biz'den ilham alan kısacık bir hikâye. Önemli olan boyu değil, işlevi ya da it's bigger on the inside, derler ya. Öyle de kocaman bir derinliğe sahip. İnsanları birey olarak görmeyen, baskıcı ve yasakçı bir düzenin karanlığından çıkan bir parça ışık anlatılıyor bu hikâyede.

"Ben" kelimesinin bilinmediği bir ülkede içgüdüsel olarak özgür kalmaya, "ben"i oluşturmaya çalışan bir adamın bilinmeyen bir gelecekte geçen öyküsü. Ayn Rand, kişinin kendini toplumdan, "biz"den, sözü edilen "kardeşlik"ten ayırıp birey olarak tanımaya başlamasını, "ben" kelimesini öğrenmesini çok güzel işlemiş aslında. Elektriğin yeniden bulunuşuyla kazanılan özgürlük, doğada devam ediyor ve kendi içinde gene bir kısır döngüye giriyor. Sonsuz ve tam özgürlüğe kavuşulduğunda hissedilen toplum ihtiyacı ise gerçeklerle ilgili sarsıyor bizi.

Düzenlerin insanın yaşam biçimine etkili olabileceğini, ancak duygularını hiçbir zaman öldüremeyeceğini anlatıyor.Bu distopyanın bir benzerini yaşayanlardan biri olarak, bu incecik kitaptan sızan ışıkla biraz umutlanıyorum. Daha iyi yürekli ve aydınlık bir toplum için...

Aşk kelimesiyle tanıştırılmamış bir adamın ilk kez karşılaştığı bu hissi anlatmasına da bak;

"Sanki ışık yukarıdan değil de dersinin altından geliyor. Omuzlarının üzerinde düşen bir yaprağa bakıyoruz, üstündeki bir damla çiğin bir mücevher gibi parladığı bu yaprak boynunun kıvrımında duruyor."

Hiç yorum yok:

Bana Yaz

Ad

E-posta *

Mesaj *